Tapu Belgesindeki Yanlışlıkları Nasıl Düzelttirebilirim?

Taşınmazın size ait olduğunu ve taşınmazın kayıtlı bilgilerini gösteren belgeye ‘’Tapu Belgesi’’ denir. Kimi aman bu belge üzerindeki bilgilerde birtakım yanlış yazımlar veya sonradan değişen bilgiler olabilir. Bu nedenle Tapu Belgesini kullanmak istediğiniz yerlerde (Banka, Taşınmaz Alım-Satım v.b.) sorunlar yaşayabilirsiniz.


Bu yanlışlıkların veya eksikliklerin giderilmesi için iki yol vardır. Eğer, açık bir yazım hatası var ise, öncelikle ilgili tapu müdürlüğüne yazılı olarak başvurulur. Diğer yol ise, dilekçe ile düzeltilmesi mümkün olmayan tüm hatalar için mahkemeye başvurmaktır. Mahkeme gerekli araştırmayı yaparak, kararında olması gereken bilgileri gösterir ve hataların düzeltilmesine karar verir.

İcra Mahkemesine Tahliyeye karar verilmesi istemine ilişkin dilekçe

İZMİR İCRA HUKUK  MAHKEMESİ’NE


DAVACI :X X  (TC: xx)
xxx İzmir

VEKİLİ :Av.xxx
xxx Bayraklı İzmir

DAVALI :X X (TC: xx)
          xxx İzmir

KONU :Tahliyeye karar verilmesi istemine ilişkindir.

İCRA TAKİP DOSYASI : İzmir 11.İcra Müdürlüğü xxx

AÇIKLAMALAR :
1-) Davalı Hulusi X X ile müvekkilim 25.10.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ‘XXXX"  adresindeki taşınmazın konut amaçlı kiralanması için 1 yıllık Kira Sözleşmesi düzenlemişlerdir.

2-) Davalı,25.11.201’den 25.12.2012 tarihine kadar 14 aylık  kirasını zamanında  ödememiştir. Müvekkilimin, tüm ihtarlarına  ve iyiniyetine rağmen kirayı ödememede ısrar etmiş ve müvekkilimi devamlı atlatarak ödemeye yanaşmamıştır.

3-) Ödenmeyen kira alacakları için davalıya “kira bedellerinin ödenmesi, aksi takdirde kiralanan taşınmazdan tahliyesinin isteneceği” ihtarını içeren (Örnek 13) ödeme emri gönderilmiş; davalı söz konusu gönderilen ödeme emrine süresinde itiraz etmemiş,ödeme de yapmamıştır.

HUKUKİ NEDENLER: Borçlar Kanunu Kira Akdine İlişkin Hükümler,İcra ve İflas Kanunu kira alacağına ilişkin hükümler,Medeni Kanun ve diğer ilgili Yasa Maddeleri

HUKUKİ DELİLLER: Kira sözleşmesi, İzmir 11.İcra Müdürlüğü’nün
2012/16124  esas nolu icra dosyası,banka kayıtları yemin ve diğer her türlü yasaldelil
yasal deliller.

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıkladığımız nedenlerle,davalı kiracının kiralanan taşınmazdan tahliyesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini müvekkilimiz adına saygıyla arz ederiz.06.03.2013

Davacı x x  Vekili
             Av. x x

Yürütmenin Durdurulması için dilekçe - Anayasa Mahkemesi’ne Başvurulması Taleplidir

xxx NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

DAVACI : XX
XX Merkezi, Merkez-Osmaniye

DAVALI :  Sağlık Bakanlığı  (Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’na Atfen)
  Mithatpaşa Cad. No: 3 Sıhhiye-Ankara

DAVA KONUSU : Osmaniye Valiliği, XX'de Görev Yapmakta İken Bu Kez Aynı Yere xxx Olarak Atanma İşlemine Ait Yürütmenin Durdurulması ve İşlemin İptali ile Birlikte Anayasaya Aykırılık İddiamız Hakkında

TEBLİĞ TARİHİ : xxx

AÇIKLAMALAR :

DAVANIN VE İSTEMİN ÖZETİ
XXX Merkezinde ‘’Başhemşire’’ olarak görev yapmakta iken Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nun 02/11/2012 tarih ve 270/231 sayılı oluru ile 06.11.2012 tarihli kurum tebliğ-tebellüğ belgesi ile yine aynı kuruma ancak bu kez ‘’hemşire’’ olarak atanmam nedeniyle işlemin iptali, dava süresince yürütmenin durdurulması ve atama işlemine esas olan 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 4.maddesinin Anayasaya aykırılığı için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması isteminden ibarettir.

ANAYASA’YA AYKIRILIK
663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin pek çok maddesi Anayasa’ya Aykırılık iddiası ile gündeme gelmiş ve yerel mahkemelerce ciddi bulunarak Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmiştir. Bu kapsamda aykırılık iddiasında bulunduğumuz ilgili madde de dahil, tüm dosyalar hakkında esasa geçilmesine karar verilmiş ve bu dosyalar mahkemenin 2011/150 esas sayılı dosyası ile birleştirilmektedir.
Davamızda iptalini talep ettiğimiz idari işlemin asıl dayanağı olan bu maddenin Anayasa;’ya aykırı bulunarak iptal edilmesi halinde davanın sonucu doğrudan etkileneceğinden, öncelikle yürütmenin durdurulması ve Anayasa’ya aykırılık iddialarımızın incelenmesi önemlidir. Anayasa aykırılık iddiamıza konu madde ve iddiamıza ilişkin nedenlerimiz ve gerekçelerimiz ise şu şekildedir;

Anayasa’ya aykırılık iddiasında bulunulan 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Geçici 5.Maddesi :
GEÇİCİ MADDE 5 - (1) Bu maddenin yayımı tarihinden itibaren bir yıl içinde Bakanın onayıyla Kamu Hastane Birlikleri oluşturulur. Birlik teşkiline ilişkin onayın alındığı tarihte ilgili birlik kapsamındaki sağlık kurumlarında bulunan baştabip, baştabip yardımcısı, hastane müdürü, hastane müdür yardımcısı ve başhemşire kadrolarında bulunanların bu görevleri sona erer. Görevleri sona eren personelden hastane müdür ve müdür yardımcıları ekli (3) sayılı listede ihdas edilen Kurumun taşra teşkilatı kadrolarına halen bulundukları kadro dereceleriyle hiçbir işleme gerek kalmaksızın atanmış sayılır. Bunlar durumlarına göre Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında uygun görülen işlerde çalıştırılır. Bu şekilde atananların kadroları, herhangi bir sebeple boşaldığında hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. Baştabip, baştabip yardımcısı ve başhemşire kadrolarında bulunanlar meslekleri ile ilgili hizmet sınıflarındaki durumlarına uygun kadrolara atanırlar. Bu Kanun Hükmünde Kararname uyarınca birlik kapsamına alınan sağlık kurumlarında baştabip, baştabip yardımcısı, hastane müdürü, hastane müdür yardımcısı ve başhemşire görevlerini ikinci görev, vekalet veya görevlendirme suretiyle yürüten personelin bu görevleri kendiliğinden sona erer.


Anayasa’nın 2. Maddesine Aykırılık İddiamız

Yasama işleminin, tereddüte yer bırakmayacak biçimde, idarenin takdir yetkisini sınırsıza ulaştırmayacak bir biçimde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Başhemşire kadrosunun kaldırılarak,bu kadrodakilerin ‘’uygun’’ bir kadroya geçmesinin öngörülmesi,Anayasa’nın hukuk devleti ilkesi ile uyuşmamaktadır.

Bununla birlikte, mevzuatta Başhemşirelik kadrosuna atanacak olanların hangi vasıflara sahip olacağı açıklanmış ve hemşireler arasından nitelikli olanların atanması amaçlanmıştır. Bu kazanılmış hakka rağmen maddede atanacağı görevin açıklanmaması ve idarenin takdirine bırakılması yine hukuk devleti ilkesine aykırıdır.

‘’…… yasa koyucunun genel kuralları koyup, düzenlenecek olan alanın esaslı konularının kanunda yeterince belli edilmiş, amaç ve hedefin açıklanmış, sınırlarının ve çerçevesinin yeterince belirlenmiş olması, yürütmenin yapacağı düzenlemenin ölçüsünü vermesi, Anayasa’nın öngördüğü yürütmenin yargısal denetiminin etkinliğini engellemeyecek nesnel kurallara bağlaması gerekmektedir. Böyle bir kanuna dayanarak yürütme organının yapacağı işlemler de, objektif nitelik taşımalı, keyfi uygulamalara sebep olacak çok geniş takdir yetkisi vermemelidir.” (Anayasa Mahkemesi E.2008/31, K.2011/94 sayılı ve 09.06.2011)



Anayasa’nın 128.Maddesine Aykırılık İddiamız

Kamu hukukunun en önemli ilkelerinden biri de usulde ve yetkide paralellik ilkesidir. Bu yönüyle idari işlemlerde, kararın alınması, uygulanması ve kaldırılmasında uygulanacak belli bir usul vardır ve işlemler bu sırayla yapılmalıdır.

Kanunla düzenlenen bir idari işlemin uygulanması ve sonrasında uygulamadan vazgeçilmesi halinde de, düzenlemenin yine kanunla yapılması gerekmektedir. Buna göre;

Anayasa’da açıkça belirtildiği üzere, memurların özlük haklarına ilişkin düzenlemeler ancak kanunla yapılabilecektir. Bu halde Kanun Hükmünde Kararname ile kadroma ilişkin yapılan değişiklik Anayasa’ya aykırıdır.



İPTAL İŞLEMİNE İLİŞKİN ESASA DAİR NEDENLER


1-Kazanılmış Hak Kavramının Yok Sayılması
Davalı idarenin Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği’ne göre, en az 10 yıl hizmet süresi,yüksek eğitim  ve iyi sicil  şartlarına haiz olduğum için işbu göreve atanmış idim.Yine davalı idarenin Görevde Yükselme Yönetmeliği’ne göre halen bu görev için Lisans mezuniyeti aranmakta ve aynı yönetmeliğin 28.maddesine göre halen görevde olanların ‘’kazanılmış hak’’ durumu gereği bu görevlerine şartsız devam edecekleri belirtilmiştir.

Başhemşirelik, adında da anlaşılacağı üzere hemşirelik mesleğinde ‘’üst kadro’’ olarak belirlenmiştir. Başhemşireler hem hukuki olarak görev tanımlarına, hem de fiili olarak sağlık kurumlarında kadrolarına uygun olarak yönetici pozisyonunda görev almaktadırlar.

Dava konusu işlem de işte tam bu noktadadır. Davalı idare Başhemşire kadrosunda görev yaptığım kurumda, tarafımın bundan sonra hemşire olarak görev yapacağımı bildirmiştir.

İşleme dayanak olan 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin geçici 5. Maddesi başhemşire kadrosunun kaldırıldığı, bu kadroda bulunan personelin ‘’uygun bir kadroya’’ atanacağı belirtilmiştir.

Yönetici, idareci sınıfında bir kadronun kaldırılması halinde,bu kadroda görev yapan personelin, bu kadrodan önce görev yaptığı bir alt kadro olan hemşirelik kadrosuna atanması kazanılmış hak kavramını ve eşitlik kavramını yok saymak demektir.Bu nedenle davalının tarafımı bu kadroya ataması, yıllarca kuruma ve kamuya verilen hizmetin ve tüm şartları tamamlayarak,görev yaptığı yerdeki diğer personelden daha fazla niteliğe haiz olarak alınan kadronun yok sayılması anlamını taşımaktadır.



2-İdarenin Takdir Yetkisini Hukuka Aykırı Kullanması 


Uygun Kadro Kavramının Hukuka Aykırı Kullanılması
Kanun Hükmünde Kararname ile idareye tanınan takdir yetkisi, idare tarafından mutlak ve sınırsız olarak kullanılamaz. Bu kural pek çok içtihatta önemle vurgulanmıştır. Davaya konu atama işleminde İdare, ‘’…..meslekleri ile ilgili hizmet sınıflarındaki durumlarına uygun kadrolara atanırlar.’’ cümlesi ile kendisine verilen atama yetkisini hukuka aykırı kullanmıştır.

Ortaya çıkan sonuçta, Kanun Hükmünde Kararnamenin yorumunda bir hata olduğu görülmektedir.Örneğin kararnamede klinik şefleri için bundan sonra ‘’eğitim sorumlusu’’ olacakları belirtilmiştir.Özetle burada KHK ‘nın amacı uygun kadro deyiminden yüksek veya eşdeğer kadro anlamı çıkmaktadır.Oysa idarenin böyle bir işlem yerine tarafımı bir alt kadro olan ve fiilen de başhemşirelik kadrosunun yaptığı işle bağdaşmayan bir kadroya ataması,idarenin işleminin hem KHK’nın ruhuna hem de genel hukuk ilkelerine aykırı olduğunu göstermektedir.

Liyakat ve Hakkaniyet Unsurlarına Uygun Olmayan Kişiyle Sözleşme İmzalanması
Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ve bağlı Kamu Hastaneleri Birliklerinin kurulmaya başlanması ile birlikte kaldırılmaya başlanan başhemşirelik kadrosuna eşdeğer olarak farklı statülerde birimler kurulmuş ve yeni sistemde bu birimlerde çalışacak kişilerle sözleşmeler imzalanmaya başlanılmıştır.

Tarafıma tebliğ edilen yazıda da belirtildiği üzere, görev yaptığım bölgede yeni teşkilatın kurulması ile birlikte görevden alındım.Bu yapılanma içerisinde başhemşire kadrosuyla aynı seviyede ( kanuni tanıma göre fiilen yapılacak iş)  bulunan sağlık bakım hizmetleri müdürü gibi eşdeğer kadrolar için,tarafıma bir öneri,tebliğ v.b. sunulmadan başka personellerle sözleşmeler imzalanmıştır.

Sağlık Bakanlığı’nın yeni teşkilat yapılanması, kamuoyunda ve yine bakanlık tarafından sanki bir kamu teşkilatı değil de, özel bir şirket niteliğinde bir sistem kurma çabası olarak gösterilmeye çalışılmaktadır. Oysa adı,sistemi veya yapısı ne olursa olsun yapılan tüm işlemler birer idari işlemdir.Sistemde üst yöneticilerin kendi ekibini kuracak olması,yapılan işlemin yargısal denetime tabi olmayacağı anlamına gelmez.

Bu halde Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu kapsamında imzalanacak sözleşmelerde, idarenin mutlak ve sınırsız yetkisi yoktur. İdare, her işleminde olduğu gibi, burada da hukukun ve hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde dikkat ve özeni göstermek zorundadır. Kanunla kendisine tanınmış takdir yetkisini burada da içthatlar ve genel idare hukuku esaslarına göre kullanmakla mükelleftir.

İdare, elbette belli bir kişiyle sözleşme imzalamaya zorlanamaz, ancak mevcut uygun pozisyonda ve mevzuatın aradığı şartlarda üstün pozisyonda yer alan personeli bir alt kadroya atayarak, yerine nitelikleri daha alt seviyede olan bir başkasını onun pozisyonuna ataması da hukuka aykırılık teşkil etmektedir.

‘’Yasa, Devlet Memurluğunu bir meslek olarak kabul etmekte ve Devlet Memurlarına sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanı sağlanmasını, sınıflar içinde ilerleme ve yükselme işlemlerinin liyakat sistemine dayandırılmasını öngörmektedir. Bu ilkelerle temelinde güdülen amaç, objektif kurallar çerçevesinde işin ehline ve hak edene verilmesinin sağlanması olup kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesinin ise ancak yetişmiş, hizmetin ehli kamu görevlilerince yerine getirilmesi halinde sağlanabileceği kuşkusuzdur.’’ Danıştay 2. D. E.2005752, K.2007/1746 sayılı ve 17.04.20007)


YÜRÜTMENİN DURDURULMASININ ACİLEYETİ VE GEREKLİLİĞİ
Ülkemizde yargılama süresinin uzunluğu nedeniyle, gecikmesizin yerine getirilmesi gereken adalet, ne yazıl ki bazen yıllarca sonra tecelli etmektedir.Bu halde de kimi zaman kararın bile bir önemi kalmamaktadır.

XXX kadrosuna atanmam nedeniyle sadece kadro kaybı değil, aynı zamanda kat sayı ve diğer farklar nedeniyle büyük bir maddi zararım da meydana gelecektir.(bu konudaki dava hakkımız saklıdır)

Dilekçemizden de görüleceği üzere, idari işlemde hukuka aykırılık olduğu kuvvetle muhtemeldir. Bu yönde açılmış başkaca davalarda da Anayasa’ya aykırılık ciddi bulunmuş ve dosyalar Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmiştir.(Bu dosyalar Anayasa Mahkemesi’nin 2011/150 Esas sayılı dosyada birleştirilmektedir)

Yürütmenin durdurulması kararının davalının cevabından sonra verilmesi de normal koşullar altında davanın açılmasından itibaren en az 2 ay süreceğinden, önem ve hukuka aykırılığın ciddiyeti ve aciliyeti göz önünde bulundurularak, davalının savunması beklenilmeden yürütmenin durdurulması hakkında karar verilmesi uygun olacaktır, talebimiz bu yöndedir.

Bu halde Anayasa Mahkemesi’nin de hukuka aykırılık iddiasını ciddi bularak esastan görüşmeye başlanması için bu dosyaları kurula sevk etmesi, usul kanunun yürütmeyi durdurma için aradığı şartların oluştuğunu göstermektedir.


HUKUKİ NEDENLER : Anayasa, 663 Sayılı KHK, İYUK,657 Sayılı Yasa,Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil Yönetmeliği,Yataklı Tedavi Kurumları İşletmeciliği Yönetmeliği ve ilgili diğer tüm mevzuat.

DELİLLER : Ekte sunulan belgeler ve her türlü yasal delil

İSTEM SONUCU : Yukarıda açıklanan ve resen tespit edilecek nedenlerle XXX olarak görev yaptığım XXX Merkezi’ne bu kez Hemşire olarak atanmama ilişkin 02.11.2012 tarih ve 270/231 sayılı Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nun oluru ile  Osmaniye Valiliği xxx Merkezi’nin 05.11.2012 tarihli yazısı ile tarafıma tebliğ edilen işleminin yürütmesinin durdurulması ve iptali ile bu işlemlerin dayanağı olan 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin Geçici 5. maddesinin Anayasa’ya aykırılığına ilişkin gerekçelerimizin ciddiliği göz önünde tutularak dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini arz ederim..14.11.2012


DAVACI
       xxx

Hangi Şirketler Bağımsız Denetime Tabi Olacak - Zorunlu Web Sitesi Açma Kanunu Hakkında Bilgiler

Yeni Düzenlemelere bazı şirketler Bağımsız Denetime Tabi olacak ve Zorunlu Web Sitesi açmak zorunda kalacaklar. Bu şirketler genel olarak şunlardır;

1-Aktif toplamı 150 milyon TL ve üstü, yıllık net satış hasılatı 200 milyon TL ve üstü, çalışan sayısı da 500 ve üstü olmak üzere 3 kriterden en az 2 tanesini taşıyan şirketler

2- Bankalar, Sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri,portföy yönetim şirketleri, ipotek finansman kuruluşları, varlık kiralama şirketleri, İstanbul Altın Borsasında üye şirketler, lisanslı depoculuk şirketler

3-Ulusal karasal, uydu ve kablolu tv sahibi medya hizmeti sağlayıcı şirketlerin tamamı ve Yurt çapında günlük olarak gazete yayımlayan şirketlerden aşağıdaki üç ölçütten en az ikisini sağlayanlar: Aktif toplamı 50 milyon TL ve üstü, yıllık net satış hasılatı 75 milyon TL ve üstü, çalışan sayısı 75 ve üstü şirketler.

4-Borsada işlem gören anonim şirketler ile Borsalarda işlem görmese de, Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında halka açık sayılan şirketlerden aşağıdaki üç ölçütten en az ikisini sağlayanlar: Aktif toplamı 15 milyon TL ve üstü, yıllık net satış hasılatı 20 milyon TL ve üstü, çalışan sayısı 50 ve üstü şirketler.

Kaynak: Kula Law Firm www.kula.av.tr

5-Sermayesinin en üz yüzde 25’i kamu kurulu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, sendikalara, derneklere, vakıflara, kooperatiflere ve bunların üst kuruluşlarına doğrudan veya dolaylı olarak ait olan şirketlerden aşağıdaki aşağıdaki üç ölçütten en az ikisini sağlayanlar: Aktif toplamı 40 milyon TL ve üstü, yıllık net satış hasılatı 50 milyon TL ve üstü, çalışan sayısı 125 ve üstü şirketler

6-233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında KHK kapsamında faaliyet gösteren KİT’ler ve bağlı ortaklıkları ile sermayesinin en yüzde 50’si belediyelere ait olan şirketlerden aşağıdaki üç ölçütten en az ikisini sağlayanlar: Aktif toplamı 40 milyon TL ve üstü, yıllık net satış hasılatı 50 milyon TL ve üstü, çalışan sayısı 125 ve üstü şirketler

7- Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu denetimine tabi olan şirketlerden aşağıdaki üç ölçütten en az ikisini sağlayanlar: Aktif toplamı 75 milyon TL ve üstü, yıllık net satış hasılatı 100 milyon TL ve üstü, çalışan sayısı 250 ve üstü şirketler. Kaynak: Kula Law Firm www.kula.av.tr

AVRUPA ÜLKELERİNDE NELER OLUYOR?